9 Mayıs 2012 Çarşamba

Büyükanýt´ýn emekli edilmesine kim engel oldu?

Büyükanit´in emekli edilmesine kim engel oldu?

AK Parti Genel Baskan Yardimcisi Hüseyin Çelik, 27 Nisandaki e-muhtiranin ardindan dönemin Genelkurmay Baskani Yasar Büyükaniti emekliye sevk etmek konusundaki en önemli engelin Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer oldugunu söyledi. Dogru Açi programinda Belkis Kiliçkayanin 27 Nisan e-muhtirasina iliskin sorularini yanitlayanHüseyin Çelik, "Anlattiklarim, anlatmadiklarimin yüzde 10udur" dedi. Çelik, 27 Nisandan sonra Büyükanitla yaptigi görüsmede Kim kime hesap verdi sorusuna Büyükanit hayatta... Su anda nasil konusuyorsam öyle konustum dedi. Çelik 27 Nisan hükümete bir el-ense çekmedir. Aba altindan sopa gösterdilerdiye konustu. Türkiyede bugün artik yargidaki dosyalar ve ortaya çiukan bir takim günlükler ve belgelerle 2003ten itibaren pekçok darbe girisimi oldugu anlasiliyor. Bu girisimler 27 Nisan e muhtirasiyla asikar oldu denilebilir mi? Evet, Türkiyede 50li yillardan beri orduya bu virüs bulasmistir, 60da, 80de gördük, 12 Martta muhtira olarak, 28 Subatta post modern ve 27 Nisanda da e muhtira olarak yasadik. 2003ten itibaren zaten Sarikiz, Ayisigi, Yakamoz, Eldiven, Balyoz bir yigin darbe girisiminden ve cuntadan söz edebiliriz. 27 Nisanda da hükümete el-ense çekilmistir. Bunlar Genelkurmay ve hükümet arasindaki görüsmelere nasil yansidi o dönemlerde? Güdümlü demokrasilerde bürokratik cumhuriyetlerde, partiler devlet adina millet üzerinde siyaset yaparlar. Devletin dogrulari ve ideolojileri millete aktarilir. Ve bu partiler akredite partilerdir, makbul partilerdir. Biz milletin isteklerini devlete yansitmaya kalkisinca müesses nizam bizi akredite etmedi. Böyle olunca ya 27 Mayistaki gibi trajik sonlar yasandi ya da iktidarlar alaasagi edildi, muhtiralar verildi. 2002nin son aylarindan itibaren bizim gerçek muhaliflerimiz o günün siyasi partileri olmadi. Takoz görevini yapan kurumlar baskaydi, ordunun bir kismi, Cumhurbaskanligi makami, Anayasa Mahkemesi, Yargitay, Danistay, YÖK, HSYK gibi... AK Partinin 4 tekerine fren takilmisti. Biraz hatirlayalim, 6-7 eylül olaylarini konu alan sergiye baskin, Hrant Dink, Elif Safak, Orhan Pamuk 301 davasinda mahkeme önünde olaylar, subat 2006da Rahip Santora cinayeti, pesinden Cumhuriyete bombali saldiri, Danistay cinayeti, 2007 Hrant Dink cinayeti, Basbakanin beni de öldürmek istiyorlar beyani, Nisan 2007 Zirve Yayinevinde katliam...Türkiyenin geçmisine bakinca bu olaylarin pespese gelmesi tesadüf degil, size ne söylüyordu bütün bu vahim olaylar? 6-7 Eylül olaylari tarihte kara leke olarak kaldi, derin devletin organizasyonunun hesabi Yassiadada Menderese soruldu. Kafes Eylem Planiyla Ermeni patrigi basta olmak üzere misyonerlere yönelik girisimleri ögrendik. Denilemk isteniyordu ki AK partinin getirdigi siyasi iklimle bunlar yasaniyor. Müslüman olmayanlara hayat yok, Danistay saldirisiyla basörtü meselesine iliskin mesaj ve bu arada mitinglerle de ortalik isitiliyordu. [page_end] Hasan Cemal yayinda anlatti, kitabinda da var. Kuvvet komutanlari 2003-2004 arasinda yeni bir 28 Subat için medya patronlarindan ve is dünyasindan yardim istiyor. Bu bu kadar genis bir alanda konusulduguna göre size de yansimistir. Siz askerlere ikaz da bulundunuz mu? Görüsmelerinizde bu durum nasil yansidi? Askeri Sura ve MGKlarda bu konusmalar yapildi tabii. Bu görev sayin Basbakana ait. Gerekli cevaplar da verilmistir. Bu arada simdi andiniz diye bu vesileyle söylemek istiyorum. Hasan Cemal cunta tecrübesi yasamis biri olarak, Mehmet Altan da ayni 27 Nisanda bir aydin namusuyla hareket etmistir. Baska birçok yazar da sayabilirim. Zira medya 27 Nisanda 28 Subattaki kadar tesne degilse de çok iyi bir sinav vermedi. Onlarin da isimlerini sayabilirim. CHPli yöneticileri aratmayacak yazilarla bildiriye destek verdiler, mesruiyet kazandirmaya çalistilar. Oktay Eksi, Tufan Türenç de mesela cuntacilik konusunda askerleri aratmadilar. Hükümet muhtiraya cevap hazirlamadan önce medyadan kamuoyunu anlamaya çalisti mi? Tabii canli yayinlari izledik. Sabaha kadar sürdü. Ama sadece medyayi izlemedik, il ve ilçe teskilatlarimizdan da bütün Türkiyedeki tepkileri aldik. Biz bildiriyi yayimlayana kadar medya çok kasvetli ürpertici bir hava yaydi. Bizim bildiriden sonra medyadaki hava degisti, daha vesayet karsiti oldu. Neden hükümetin bildirisinde cevaben Genelkurmay Baskaninin da emekliye sevk edildigi yoktu? Bunu aranizda hiç konusmadiniz mi, tartismadiniz mi? Cumhurbaskani Sayin Ahmet Necdet Sezerdi. Her ne kadar sivilse de, durusu ve zihniyeti jakoben devlet anlayisina uygundu böyle bir tutum izledi. 60 darbesinde mesela Menderes eger önceden haber alsaydi, bunu yapabilirdi, zira cumhurbaskani Celal Bayardi. cumhurbaskani,hükümet ve millet iradesi o zaman örtüsüyordu. Ama bizim dönemimizde böyle bir atmosfer sözkonusu degildi. 27 Nisan bir 28 Subat midir? önündeki ve arkasinda yasananlarla beraber düsünüldügünde? 28 Subat enine boyuna düsünülmüs, sivil,medya,akademisyen,üniversite,STK ayaklari kurulmus, derli toplu bir darbedir. 27 Nian hükümete El ense çekmek ve arada aba altindan sopa göstermektir. Çünkü sunlar sunlar olmazsa biz geregini yapariz deniyordu. Biz ama tavrimizla bu muhtirayi paçavraya dönüstürdük. 367 karari çikti. Yargi yoluyla bir darbe gerçeklesmedi mi? Türkiyede darbeler hep sivil ve askeri bürokrasinin beraberliginde oldu. Üniversiteden de destek alarak. ODTÜ rektörünün 27 Nisan sonrasi konusmasi, 27 Mayista Siddik Sami Onardan farkli degildir. Sabih Kanadoglundan 367 fikri çikti. 2008de de kapatma davasi açildi. Ben size soruyorum tesadüf mü bunlar? [page_end] Hayir, zaten o yüzden bu yayini yapiyoruz. Genelkurmay baskani ve kuvvet konutanlari da Türkiye Cumhuriyetinin 11inci Cumhurbaskaninin yemin törenine katilmadilar. 30 Agustosta keza Büyükanit Cumhurbaskanina ve Basbakana selam vermedi. Siz bütün bunlarin ardindan baska bir yanit vermediniz mi? Her karsilasmada bazi konusmalar oldu. 28 Nisanda 3 televizyon kanalina çiktim. Bildirinin mesnetsiz oldugunu anlatinca, meslektaslariniz Bunlari neden Genelkurmay Baskanina anlatmiyorsunuz dedi. Ben genel kurmay baskanina hesap vermem, basbakana, millete veririm dedim. Ama bir köse yazari yahut bir muhabir yanlis anlamaya mahal verecek bir sey yazdiginda biz onu nasil muhatap aliyor ve anlatiyorsak Genelkurmay Baskani Büyükanitla da 2 saat 10 dakika konustum. Kim kime hesap verdi? Büyükanit hayatta. Sizinle su anda nasil konusuyorsam ne kadar rahatsam o kadar rahattim. Bol çayli kahveli bir oturum oldu. Hesap vermedim, aksine bunu kesinlikle kabul etmedigimizi söyledim. Iftiralari da red ettik. O da bu muhtira degil, birileri böyle algilamis, hayretler içinde kaliyorum dedi. Yani bu beyanlari geri adim telakki edip mevzuyu kapattiniz mi? Sahip çikmadilar muhtiraya. Ayrica muhtira da degil, biz hep böyle açiklamalar yapariz dediler. Sonra Basbakan konustu ve devami da geldi. Hüseyin Bey, anlattiklariniz anlatmadiklarinizin yüzde kaçi? Yüzde 10u!
Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Moral Haber, Medya Haberleri, Kitap Haberleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder