Istanbul BBSK topbasi yapti
Spor Toto Süper Lig takimlarindan Istanbul Büyüksehir Belediyespor, yeni sezon hazirliklarina basladi.Teknik Direktör Carlos Carvalhal yönetiminde toplanan lacivert - turunculu ekip, Langa Tesislerinde 2012 - 13 sezonu hazirliklarinin startini verdi. Istanbul Büyüksehir Belediyesporun ilk etap çalismalari, 15 Temmuzda sona erecek.16 Temmuzda yurt disi kamp çalismalari için Hollandanin Honderloo kasabasina gidecek lacivert - turuncululular, 2. etap çalismalarini burada tamamladiktan sonra 1 Agustosta Istanbula dönecek.Kaynak: http://www.moralhaber.net/
Haberi Oku
Etiketler: , Son Dakika Haberleri, Bediüzzaman Haberleri, Yasam Haberleri
Bank Asya 1. Lig takimlarindan Manisaspor'da, yeni sezon öncesi futbolcularin genel saglik kontrolüne baslandi. Özel Sekiz Eylül Hastanesinde kan tahlilleri, eforlu EKG testi, ekokardiyografi, akciger grafisi, KBB, göz, genel cerrahi, kardiyoloji, ortopedi ve dahiliye muayeneleri yapildi. Saglik kontrollerine yarin da devam edilecek.
Bulgaristan'in baskenti Sofyanin 10 kilometre güneyindeki Vitosa daginda çikan yangin 3 gündür söndürülemiyor. Israil hükümeti, çalismalara katilmak üzere bir söndürme uçagi gönderecegini açikladi.Bistritza Milli Parkindaki yanginin söndürülmesi için 400 itfaiyeci ve gönüllü çaba sarf ediyor. Çalismalara, Savunma Bakanligina ait 3 helikopter de destek veriyor. Yetkililer, su ana kadar 15 hektar ormanlik alanin yandigini belirtti. Itfaiyeiler, daglik bölgedeki yangina katir ve eseklerle müdahale etmeye çalisiyor.AB üyesi Bulgaristanin yangina müdahale edebilecek uçaga sahip degil. Bulgaristan Basbakani Boyko Borisov, Israilin yardim teklifini kabul ettiklerini belirtti. Israilde önceki yil çikan orman yanginin söndürülmesi çalismalarina katilmak üzere Bulgaristandan bir ekip bu ülkeye gönderilmisti.
Gazeteci Fehmi Koru, Ergenekon davasinin bugünkü durusmasinda tanik olarak dinlendi. Koru, "Bana gelen belgelerin üzerinde 'Ergenekon' yaziyordu. Belgeleri de ifadem sirasinda savciya sundum." dedi. Istanbul 13. Agir Ceza Mahkemesi'nde görülen ve aralarinda Ilker Basbug, Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Veli Küçük'ün de bulundugu 68'i tutuklu 273 sanikli Ergenekon davasinin görülmesine devam ediyor. Bugünkü durusmaya 49 tutuklu sanik katildi. Ilker Basbug, Mehmet Haberal, Levent Ersöz ve Sedat Peker'in de aralarinda bulundugu 19 sanik ise durusmaya katilmadi. Durusmada Gazeteci Fehmi Koru tanik olarak dinlendi. Mahkeme Baskani Hüsnü Çalmuk, "Bazi yazilarinizda Ergenekon terör örgütüyle ilgili açiklamalar olmus. Bildiklerinizi bize anlatin. dedi. Fehmi Koru da, posta yoluyla kendisine iki belgenin geldigini söyledi. Koru, "Okuyup bir kenara koydum. Aradan 1 hafta geçti. Hürriyet Gazetesinden Cüneyt Ülsever bir senaryo yazdi. Faruk Mercan da bir yazi yazdi. Bunun üzerine bana posta yoluyla gelen belgeleri yazdim. Yazilarim 30 Nisan ve 1 Mayis 2001 tarihlerinde Yeni Safakta çikti. Yazilarimda Ergenekon semasi çizmedim. Ergenekon ismi bana gelen belgelerin üzerinde yaziyordu. Belgeleri de ifadem sirasinda savciya sundum. Ayrica belgeler, Ergenekon davasinin ek klasörlerinde de bulunuyor." ifadelerini kullandi.
Çevre ve Sehircilik Bakanligi, belediyelere atik su aritma tesisi insa etmeleri için verdigi teknik ve mali destegini sürdürüyor. Yapilan destek ve çevreyi koruma amaçli yapilan çalismalar sonucunda son yillarda gerek kanalizasyon sebekesi gerek atik su aritma tesisi ile hizmet verilen belediye sayisinda ve hizmetin ulastigi insan sayisinda önemli artis saglandi. Gelecek 20 sene için Çevre ve Sehircilik Bakanliginin çevre sektörü için toplam uyum maliyetinin 59 milyar euro oldugu ögrenildi. Su sektörü için toplam uyum maliyeti 34 milyar euro, atiksu aritma tesisleri ve sebeke yatirimlari için ihtiyaç duyulan toplam maliyetin ise 18 milyar euro olacagi tahmin ediliyor. Bakanlik, 2007 yilinda, atiksu aritma tesisi için 15 belediyeye Avrupa Birligi standartlarinda Finansal ve Operasyonel Performans Iyilestirme Degerlendirmesi (FOPIR), master plan, ÇED, fizibilite raporlari ve tasarim raporlari hazirladi. Tüm entegre su ve atiksu projelerinin toplam maliyeti ise 600 milyon euroyu bulacagi öngörülürken; Avrupa Birligi uyum süreci çerçevesinde gerçeklestirilmek istenilen projeler belediyelerle birlikte hayata geçirmeye basladi. Avrupa Birligi fonundan destek alan belediyelere ait projeler kapsaminda Tokat ve Nevsehir atiksu aritma tesislerinin insaatlari bitirildi. Ordu atiksu aritma tesisi insaati ve Kars belediyeleri atiksu aritma tesislerine ait projeler ise devam ediyor. Kahramanmaras atiksu aritma tesisi fizibilite raporu onaylandi. Sanliurfa atiksu artima tesisi ise fizibilite asamasini tamamlayip komisyondan görüs bekleyen projeler arasinda. Amasya atiksu aritma tesisi için ihale süreci devam ederken, Mardin atiksu aritma tesisi için fizibilite asamasinin sonlanmak üzere oldugu ögrenildi. BAKANLIKTAN BELEDIYELERE 22 MILYON 897 BIN 941,40 TLLIK ÖDEME Çevre ve Sehircilik Bakanligi, insan sagliginin ve çevrenin daha iyi korunabilmesi için atik su aritma tesislerini mevzuata uygun çalistiran altyapi yönetimlerinin, aritma tesisi elektrik giderlerinin yaklasik yüzde 50'si karsiladi. Bakanlik bu kapsam da 2011 yilinda ilgili belediyelere toplam 22 milyon 897 bin 941,40 TL ödeme yapti. 2012 yili içerisinde baslayan entegre su projeleri kapsaminda 21 adet yeni belediyenin oldugu belirlendi. Bu projelere iliskin ihale süreçleri ise devam ediyor. IPA programindan faydalanilarak yapilacak olan ve 21 belediyeyi kapsayan bu projenin bütçesi 8 milyon 220 bin euro olacak. 2002 yilinda 145 atiksu aritma tesisi ile 3 bin 227 belediyeden 248'ine hizmet verilmekte iken 2012 yilinda 412 atiksu aritma tesisi ile 2 bin 950 belediyeden 530'una hizmet verildi. Atiksu aritma tesisi hizmeti verilen belediye sayisinin 2012 sonu itibariyle 555'e çikmasi bekleniyor. Nüfus bazinda ise 2002 yilinda belediye nüfusunun yüzde 34'ü atiksu aritma tesisine bagli iken, 2012 yilinda bu oran yüzde 69,7'e ulasti. BAKAN BAYRAKTAR: ÇEVREYI KORUMAK HERKESIN GÖREVIDIR. Çevre ve Sehircilik Bakani Erdogan Bayraktar, "Bakanligimizca ülkemizin atik su ve kati atik yönetimi hedef ve politikalari belirlenmekte ve ülke genelinde denetimler yapilmakta ve yükümlülüklerini yerini getirmeyenlere Çevre Kanunu'nun ilgili maddeleri geregince yasal islemler uygulanmaktadir." dedi. Bayraktar, "Yükselen çevresel kalite standartlari, giderek azalan dogal kaynaklar sebebi ile yenilikçi teknolojilerin gelistirilmesi ve kullanilmasi gerekmekte. Bakanlik olarak bu teknolojinin gelistirilmesi ve kullanilmasi için çalismalarimiz devam ediyor. Çevreyi korumak herkesin görevidir. Çevrenin korunmasinda en önemli unsur bilinçtir. Çevrenin korunmasi demek gelecegimizin ve çocuklarimizin korunmasi demektir. Çevre bize verilmis emanettir. Kimsenin çevreyi ve çevremizi kirletmesine, bozmasina, çirkinlestirmesine izin vermeyecegiz. Zaten insanin grevi dünyayi güzellestirmektir. Bu bilincin kazandirilmasi için bakanlik olarak gayret ediyoruz." diye konustu.
Izmirdeki 1 Temmuz Kabotaj Bayrami etkinlikleri kapsaminda Güzelbahçe Belediyesi, 2. Deniz Festivali'ni düzenledi. Denize dair hemen her seyin bulundugu festivalde Izmir AKUT ekibi, kurtarma ve ilk yardim faaliyetlerinde bulundu. Ekibin koordinatörü Sinan Atalay, insan hayatinin önemine dikkat çekerek, "AKUT olarak insanimizin her zaman yaninda olmaya çalisiyoruz. Karada ve denizde kurtarma ve ilk yardim tatbikatlariyla vatandaslarimizin suda ve karada yasayabilecegi talihsizliklere karsi gerekli müdahaleleri yapiyoruz." dedi.EXPO 2020 Izmir için ihtiyaç duyulan gönüllü sayisinin 50 binin üzerinde olacaginin tahmin edildigini vurgulayan Atalay, "Imkanlar saglandigi takdirde AKUT Izmir olarak tüm EXPO gönüllüleri ve personeline temel ilk yardim, yangin ve afet bilinci egitimlerinin, Türkiye'den kabul edilen tek ekip olan ve Birlesmis Milletler semsiyesi altinda bulunan arama kurtarma danismanlik grubu INSARAG üyesi AKUT tarafindan verilmesi, katilimci ülkelere ve ziyaretçilere güven verecektir. Izmir olarak insan sagligina verdigimiz degerin bir göstergesi olacaktir." seklinde konustu.
Kocaelinin Gebze ilçesine bagli Eskihisar köyünde motosikletiyle feribottan inince artistlik patinaj yapmak isteyen biri sürücü, çikista bulunan tabelaya çarparak hayatini kaybetti. Topkapi isimli feribotla Eskihisar Feribot Iskelesine gelen Osman Yalçin yönetimindeki 34 FF 2744 plakali motosiklet, iniste aniden hizlandi. Motorun hakimiyetini kaybeden Yalçin, çikista bulunan tabelaya çarpti. Çarpmanin etkisiyle motosikletten düsen Yalçin, olay yerinde hayatini kaybetti. Motosiklet ise yaklasik 30 metre sürüklendikten sonra çöp varillerine çarparak durabildi. Yalçinin cesedi Darica Farabi Devlet Hastanesi morguna kaldirildi. Polis olayla ilgili inceleme baslatti.
Sivas Belediye Baskani Dogan Ürgüp, Sivasta bulunan 70'i askin sivil toplum toplum kurulusu (STK) adina basin açiklamasi yapti. Ürgüp, "Sivasta yasanan 2 Temmuz olaylarinin arkasindaki karanlik güçler ile olayin gerçek faillerinin ortaya çikarilabilmesi için Türkiyede ilgili ve görevli makamlarin geregini yerine getirmesini sabirsizlikla beklemekteyiz." dedi. Sivas Belediye Baskani Dogan Ürgüp, Bilim ve Sanat Merkezi (eski Madimak Oteli) önünde Sivas Ticaret Odasi Baskani Osman Yildirim, Ziraat Odasi Baskani Durmus Seker, Esnaf ve Sanatkarlar Odasi Baskani Besir Köksal, Esnaf ve Sanatkarlar Kooperatifi Baskani Yüksel Demirgil ile birlikte açiklama yapti. Açiklamada su ifadelere yer verildi: Sivaslilar olarak 2 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen olayda hayatini kaybeden kardeslerimizin acisini, samimi olarak yüreklerimizde yasamakta ve paylasmaktayiz. Bu tarihte meydana gelen elim olay kesinlikle Sivaslilarin inisiyatifiyle meydana gelmemistir. Buna ragmen gelinen süreçte, her 2 Temmuzda Sivasin ve Sivaslilarin katliam kelimesi ile birlikte anilmasi, Sivasta ve Sivas disinda yasayan tüm hemsehrilerimizi mezhebi ve mesrebi ne olursa olsun derinden üzmektedir. Bu nedenle Sivaslilar olarak konuyla ilgili görüs sarf eden kisi ve kuruluslarin, haber yapan gazete ve televizyonlarin Sivas ve katliam kelimelerini yan yana kullanmasini arzu etmiyoruz." Ürgüp, gerçek faillerin ortaya çikarilabilmesi için olaylarla ilgili adli ve idari sorusturma sürecinin derinlestirilmesi gerektigini belirterek, söyle devam etti: Geçmiste yasanan darbelerin ve demokrasi disi birtakim olaylarin yargilandigi bir süreçten geçmekteyiz. Bu noktada Sivasta yasanan 2 Temmuz olaylarinin arkasindaki karanlik güçler ile olayin gerçek faillerinin ortaya çikarilabilmesi için Türkiyede ilgili ve görevli makamlarin geregini yerine getirmesini sabirsizlikla beklemekteyiz." "Özellikle hazirlik hareketlerinin günler öncesinden baslamasina ve olaylarin göstere göstere geliyorum demesine ragmen o dönemde görev yapan ve olaylari önlemede ihmali ya da kasti bulunan tüm kamu görevlilerinin hesap verecegi bir yargilama sürecinin baslatilmasi gerekmektedir." diyen Ürgüp, "Bu baglamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskanligina bagli olan ve son günlerde önemli arastirmalara imza atan Devlet Denetleme Kurulunun bu konuyu incelemesini ve inceleme sonucunda ortaya çikacak bulgulari rapor etmesini, konuyla ilgili TBMM nezdinde bir arastirma ve sorusturma komisyonunun olusturularak faaliyete geçirilmesini, özel yetkili cumhuriyet savcilarinin olaylari sorusturmasini talep ediyoruz. ifadelerini kullandi. Açiklamanin ardindan Ürgüp ve beraberindeki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri Bilim ve Sanat Merkezine girerek ani bölümüne karanfil birakti.
KCK terör örgütü ile ilgili davada, durusma salonu önünde bekleyenlere bir konusma yapan BDP Es Baskani Gülten Kisanak, davadan dolayi AK Parti Hükümetini suçladi.Kisanak, "Özel Güvenlik Mahkemesi, AKP mahkemesi oldu." dedi. Yargilanan KCK terör örgütü saniklarina destek için Silivri Ceza Infaz Kurumu önüne gelen BDP Es Baskani Gülten Kisanak ve Mersin Milletvekili Ertugrul Kürkçü, durusma salonu önünde bekleyenlere seslendi. Saniklarin savunmalarini Kürtçe yapmak istedigini ancak buna izin verilmedigini ifade eden Kisanak, "Biz bütün tasfiye politikalarini, teslim alma politikalarini bosa çikartacak güçlü bir direnisi sergilemekte kararliyiz." diye konustu. 'ÖYM'LER AKP MAHKEMESI OLDU' Kisanak, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldirilmasiyla ilgili ise ilginç bir ifadede bulundu. Kisanak, "ÖYMlerin kaldirildigina dair bir yasa Meclisten geçti ancak biz sunu çok iyi biliyoruz ki haklarimizi güvence altina alan, bagimsiz bir yargiyi teminat altina alan bir degisiklik degildir. Onlar ÖYM'lerin adini degistirip AKP mahkemesi yaptilar." ifadelerinde bulundu. Mersin Milletvekili Ertugrul Kürkçü ise Kürtlerin haklarinin teslim edilmesinin herkesin sandiginin aksine Kürtlerin degil, Türklerin ve tüm Türkiye'nin meselesi oldugunu belirtti. Kürkçü, "Kürtler özgür olmadan hiç birimiz özgür olamayacagiz." dedi. I
Voleybol Bayanlar Türkiye 1'inci Ligi'nde mücadele edecek olan Bursa Büyüksehir Belediyespor Kulübü, transferde hiz kesmiyor. Geçen sezon Pursaklar Voleybol Ihtisas Kulübünde oynayan Pinar Cankarpusat da yesil-beyazli ekibe imza atti. Zorlu geçecek sezona hazirliklarini sürdüren Bursa Büyüksehir Belediyespor Kulübü, transfer çalismalarina hiz verdi. Geçtigimiz günlerde Iller Bankasi'ndan Duygu Çetav, Pursaklar Voleybol Ihtisas'tan Deniz Avan ve Ankaragücü'nden Ceren Çaglar, Karsiyaka'dan Dilara Bilge'yi renklerine baglayan kulüp, son olarak geçen sezon Pursaklar Voleybol Ihtisas Kulübü'nde forma giyen 1981 dogumlu 1.92 santimetre boyundaki tecrübeli oyuncu Pinar Cankarpusat ile de anlasmaya vardi. Bursa Büyüksehir Belediyespor Kulübü Baskan Yardimcisi Ilhan Satik, "Alt yapidan yetisecek oyuncularin yaninda genç yetenekleri de kadromuza katarak uzun yillar Bursa ve Türk voleyboluna hizmet etmeyi amaçliyoruz." dedi. Pinar Cankarpusat da basarili bir sezon geçirerek takima katki saglamayi ve Bursa'da kalici olmayi istediklerini vurguladi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Baskani Devlet Bahçeli, Kapikule Sinir Kapisi üzerinden yurda giris yapti.Balkan gezisi kapsaminda hafta içinden Pazarkule Sinir Kapisi'ndan Yunanistan'a geçen Bahçeli, sirayla Makedonya, Kosova ve Bulgaristan'daki gezisini tamamladiktan sonra yurda döndü.Aksam saatlerinde partisinin yöneticileriyle birlikte Bulgaristan'dan gelen Bahçeli, Kapikule'den Türkiye'ye giris yapti. Yetkililer tarafindan karsilan Bahçeli, VIP salonunda bir süre dinlendikten sonra basin mensuplarinin sorularini cevapsiz birakarak sinir kapisindan ayrildi.
Deniz Zeyrekin yazisiZana, Kiliçdaroglu ile de görüsmeliLeyla Zanaya yöneltilen elestirilerden biri de Basbakan Erdogani tek çare gibi göstermesi. CHP liderini de yanina çekmesinde fayda var.Diyarbakir Bagimsiz Milletvekili Leyla Zana, Kürt siyasal hareketinin en önemli figürlerinden biri... 'En önemlisi' diye yazmak zor; çünkü, merhum Orhan Dogan, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Ahmet Türk gibi ayni yollardan geçmis isimlere haksizlik olur. PKK'ya ve siddetine açik tavir alamadiklari için Türkiye'de milliyetçi kesimlerin hedef tahtasindan inmeyen bu isimler, bütün zorluklarina ragmen -son on yilin popüler deyimiyle- 'düz ovada siyaset' firsatlarini sonuna dek kullanan isimlerdir.En son Zana'nin heyecanlandiran çikisina taniklik etti Türkiye.... On yillardir PKK ile paralel söylemler kullandigini gözlemledigimiz bir siyaset ekibinin içinden PKK'ya olmasa da siddete ve dogurdugu ölümlere gösterilen en açik tavirdi bu. Üstelik, son 10 yilda atilan pozitif adimlari da görmezden gelmiyordu. Türkiye'de bir bölgenin topyekûn hedef haline geldigi, köylerin yakilip bosaltildigi, insanlara diski yedirildigi, evden alinan siyasetçilerin/isadamlarinin faili ve akibeti meçhul yapildigi dönemlerde, bütün yasananlara dünyanin dikkatini çeken, bunu yaptikça da bir özgürlük sembolüne dönüsen Zana'dan da bu bekleniyordu dogrusu. Kendisini farkli kilan o çigligin altinda belki de bir kadin ve anne olmasinin etkisi vardi.Zana'nin çikisina BDP mesafeli ve PKK tepkili yaklasti. MHP'nin tavrinin bile kendi siyasi hareketinin tavrindan daha yumusak oldugunu söylemek mümkün. Hadi PKK'yi anladik; peki BDP niye böyle mesafeliydi? Yanitini aradigimda hiç yabana atilmayacak bazi gerekçeler duydum. Mesela mi? Hatirlayiniz; Zana, 1994-2004 arasi Selim Sadak, Hatip Dicle ve Orhan Dogan'la birlikte 10 yil cezaevinde kalmisti. Tahliye olduktan iki ay sonra da Haziran 2004'te dönemin Disisleri Bakani Abdullah Gül ile görüsmüslerdi (Gül'ün Zana'ya son derece prestijli Shakarov Düsünce Özgürlügü Ödülü'nü veren Avrupa Konseyi'nin parlamenter asamblesinde uzun süre görev yaptigini da bir tarafa not düselim), Zana ve arkadaslarinin o dönem, sorunu çözme potansiyeli gördükleri Gül, 2009'da Tahran'a giderken uçaktaki gazetecilere "Iyi seyler olacak" diyerek açilim politikalarinin da fitilini ateslemisti. Sonra ne mi oldu? KCK operasyonlari yogunlasti. Zana'nin cezaevi arkadasi, 'yoldasi' Hatip Dicle milletvekili olamadigi gibi tutuklandi ve cezaevine konuldu. Orhan Dogan'in acilarla ve baskilarla dolu yasami, Gül'ün isaret ettigi 'iyi seyleri' görmeye yetmedi. KCK operasyonlarinda, BDP'liler, gazeteciler, akademisyenler, ögrenciler, sendikacilar tutuklanmaya basladi. Iste BDP'lilerin üzerinde durdugu nokta da bu. Ismi bizde olan bir BDP milletvekiline kulak verelim: "Leyla Hanim'in ölümler konusunda söylediklerine diyecek söz yok. Her hafta sonunu cenaze törenlerinde geçirmekten zevk mi aliyoruz saniyorlar? Atilan pozitif adimlar bizi de memnun ediyor ancak bizim tepkimiz Basbakan ile ilgili söylediklerine. Daha geçen ay 'Kalles BDP' dedi. Kendisine 'Daga çiksin' diyen de ayni isim. KCK sorusturmasinin sonuçlari ortada. Leyla Hanim'in bunlari görmezden gelmesini anlayamiyoruz."Yazinin devami için tiklayiniz>>>
Basbakan Recep Tayyip Erdogan, terörle çözüm olmayacagini görenlerin artik yanlisa itiraz ettiklerini dile getirdi. Artik birilerinin rahatça çikip konustugunu ifade eden Erdogan, sag duyulu insanlarin daha çok konusmasini istediklerini söyledi. Basbakan Erdogan, partisinin Kayseri il kongresinde yaptigi konusmada, Türk kardeslerim ve Kürt kardeslerim bir nokta üzerinde dursun" diyerek, terör örgütünün, Türkiye'nin büyümesinden, kalkinmasindan, güçlü devlet olmasindan rahatsiz olan çevrelerin elinde olan masa, taseron oldugunu ifade etti. Basbakan Erdogan, Terör örgütü, herhangi hak ve talep pesinde kosmuyor. Tam tersine Türkiye'nin birligini, kardesligini hedef aliyor. Benim Kürt kardeslerimin adina degil. Asla asla onlarin adina degil, ipini elinde tutan ülkelerin ve çevrelerin adina kan döküyor. Bu örgütün milli degerleri yok. Manevi degerleri, dini degerleri yok. Bu örgüt Zerdüstür. Elimizde belgeler var. Bunlar benim Müslüman, saf Kürt kardeslerimi aldatmaya çalisiyorlar. Kandirmaya çalisiyorlar. Bizim degerlerin yaninda hiçbir ilgisi yok." dedi. Erdogan, terör örgütünün, Ahmed-i Hani'ye, Selahattin Eyyubi, onlarin torunlari ve mirasi ile savasan, onlarin hatiralarini kana bulayan örgüt oldugunu dile getirdi. Erdogan, konusmasina söyle devam etti: "Bu örgütün gölgesinde siyaset yapan partide artik gerçek niyetlerini anlamali ve terör ile arasina mesafe koymalidir. Uzantisi olarak siyaset yapan partinin terör örgütü ile ilgili, "Bu terör örgütü" dedigini duydunuz mu? Diyemez. Onu demek yürek istiyor. Batili diyor ama bunlar diyemiyor. Çünkü onlari oraya gönderen terör örgütü de ondan. Onlarin sayesinde oradalar. Oraya geldiler. Aksini söyleyemezler. Parti içinde yanlisi görenler, terörle çözülemeyecegini görenler, artik cesaretle çikip da söylüyor. Yanlislara itiraz ediyor. Biz artik süreçlere sagduyulu hakim olmasini istiyoruz. Sagduyu insanlarin, bu kirli süreçten çikip hakki söylemesini istiyoruz. Basbakan Erdogan, kardeslik hukuku içerisinde sorunlarin çözülmesinin istendigini belirterek, "Türkiye'de kardeslik, baris kazanacak. Bunu böyle bilelim. Allah'in izniyle sagduyu kazanacak. 75 milyon kazanacak. Bütün senaryolari bosa çikartiyoruz. Karanlik plan ve senaryolari alt üst edecegiz. Hep birlikte el ele 2023 hedeflerine kararlilikla ilerleyecek, daha da büyüyecegiz." diye konustu.
Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, üç tarafi denizlerle çevrili olan Türkiyede denizcilige önem ve öncelik verilmesi gerektigini söyledi. Kabotaj Bayrami dolayisi ile açiklama yapan Vali Hüseyin Aksoy, Türk denizciliginde önemli bir yeri olan ve 1 Temmuz 1926da yürürlüge giren Kabotaj Kanununun, ulusal denizcilik sektörü ve deniz ticareti açisindan tarihi bir dönüm noktasi oldugunu ifade etti. Vali Aksoy, söyle dedi: Üç yani denizlerle çevrili bir ülke olarak ulusal zenginligimiz olan denizlerimize ve denizcilige gereken önem ve önceligi vermemiz bir zorunluluk, denizciligi gelistirmek ve çok daha iyi noktalara tasimak ortak çabamiz olmalidir. Denizcilik bir kültür isidir, bir yasam kaynagidir. Denizciler, geçmis tarihi kültürlerini bilerek ve bu kültürü gelistirerek çok daha önemli noktalara geleceklerdir. Denizcilik sektörü; balikçilik ve tasimacilikla ekonomik anlamda, yatçilik, kiyi tesisleri ve su sporlari ile turizm anlaminda önem tasirken, ülke savunmasinda da vazgeçilmez bir sektördür. Böyle anlamli günde tüm sehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle, gazilerimizi sükranla anarken, basta denizcilerimiz olmak üzere tüm halkimizin Denizcilik ve Kabotaj Bayramini kutlar, saygilar sunarim.
Basbakan Recep Tayyip Erdogan, Diyarbakir Bagimsiz Milletvekili Leyla Zana ile görüsmesinin gayet iyi geçtigini söyledi. Meclise gelisinde gazetecilerin görüsmeye iliskin sorularini cevaplayan Erdogan, Görüsme gayet iyi geçti. Gayet verimli olduguna inaniyorum. Konuyla ilgili Leyla Hanim, zannediyorum yarin bir basin açiklamasi yapacak, artik onu kendisi açiklayacak. Dolayisiyla benim bunun ötesinde bir açiklama yapmam dogru degil. seklinde konustu. Basbakan Erdogan, tekrar görüsüp görüsmeyecekleri sorusuna ise, Hayir cevabini verdi.Erdogan ve Leyla Zana, bugün Resmi Konutta yaklasik 1 saat 40 dakika görüsmüslerdi. Basbakan Yardimcisi Besir Atalayin da bulundugu görüsmede Erdoganin, millî birlik ve berabelik için destek istedigi belirtildi. Bilgi veya görüntü verilmeyen görüsme sirasinda AK Parti Milletvekili Samil Tayyar ile Gida Tarim ve Hayvancilik Bakan Yardimcisi Kudbettin Arzunun da konuta geldigi ögrenildi. Ancak Tayyar ve Arzunun görüsmeye katilmadigi, baska bir konuyu görüsmek üzere konuta geldikleri kaydedildi.Leyla Zananin bugünkü görüsmede Erdogana Kürt sorununun çözümüne iliskin düsüncelerini aktardigi belirtildi.Öte yandan Leyla Zananin yarin görüsmeye iliskin bir basin toplantisi düzenleyecegi açiklandi. Zananin saat 11.00de Mecliste basin toplantisi düzenleyecegi belirtildi.
Ümraniye'de, bosanmak isteyen ve 5 yildir ayri yasayan karisini sokak ortasinda biçaklayarak öldüren zanli, kovalamaca sonucu yakalandi. Çocuklarinin gözleri önünde karisini biçaklayan zanli, "Niçin öldürdünüz?" sorusuna, "Çok seviyordum." cevabini verdi. Iddiaya göre; Nese Sidar (24) isimli kadin, 5 yil önce esi Özgür Sidar'dan (29) bosanmak için ayri yasamaya basladi. Iki çocuk annesi Sidar, uzun süre esinin adresine ulasip bosanma dilekçesi gönderemedi. Bu arada Özgür Sidar da, esini sürekli takip etmeye basladi. Özgür Sidar, bugün ögle saatlerinde Cemil Meriç Mahallesi Musmula Caddesi Akar Sokak'ta çocuklariyla birlikte yürüyen Nese Sidar'in önünü kesti. Esinin biçak çikardigini gören Nese Sidar kaçmaya basladi. Kisa sürede karisini yakalayan öfkeli koca, çocuklarinin gözleri önünde pesi sira biçagi saplamaya basladi. Karnindan, kasigindan ve sirtinin birçok yerinden darbe alan anne Sidar, kanlar içerisinde yere yigildi. Çevredeki vatandaslarin haber vermesiyle olay yerine gelen saglik ekipleri, Sidar'i Ümraniye Egitim ve Arastirma Hastanesi'ne kaldirdi. Ancak Sidar, yolda hayatini kaybetti. Annelerinin biçaklanmasina sahit olan çocuklar da komsulari tarafindan olay yerinden uzaklastirildi. Öte yandan, olay yerinden kaçan öfkeli koca Özgür Sidar, Sarigazi'deki babaevine giderek saklandi. Izini sürüp bulan polisi gören Sidar, kaçmaya basladi. Özgür Sidar, kovalamaca sonucu yakalandi. Baba Özgür Sidar, polis merkezine girerken ogluna seslenerek, "Babayi unutma babacigim." dedi. Basin mensuplarinin "Niçin öldürdün?" sorusuna, "Çok seviyordum." cevabini verdi.
UEFA Baskani Michel Platini, Avrupa Futbol Sampiyonasinda Italya ile Ispanya arasinda oynanacak final maçi öncesi Kievde basin toplantisi düzenledi. Maratonun haberine göre, final maçina evsahipligi yapacak Olimpik Stadyumda düzenlenen basin toplantisinda turnuvayla ilgili istatistiki bilgiler veren Platini, Türkiyenin 2020 Avrupa Futbol Sampiyonasi evsahibi adayligi ve FIFA kokartli hakem Cüneyt Çakirin sampiyonadaki performansiyla ilgili Türk basin mensuplarinin sorularina da cevaplar verdi. Platini, bundan sonra Avrupa sampiyonlarini bir ya da birkaç ülkede düzenlemek yerine Avrupanin birçok bölgesine yayip, 12 - 13 sehirde birden düzenlemeyi amaçladiklarini söyledi. Bunun için fizibilite çalismalari yaptiklarini anlatan Platini, bunu en kisa sürede hayata geçirmek istediklerini de kaydetti. TÜRKIYE BIR KARAR VERMELI Platininin bu açiklamalarindan sonra Türk basin mensuplari bunun 2020 Avrupa Sampiyonasini kapsayip kapsamayacagini ve aday ülkelerin durumunu sordular. Platini, sorulara, Bu su anda benim fikrim. Bunu konusacagiz. Avrupa sampiyonasini birçok farkli ülkeye ve sehre yaymayi düsünüyoruz. 12 ya da 13 sehir maçlara evsahipligi yapabilir. Bu fikrimi aralik ya da ocak ayinda yapacagimiz toplantilarda konusacagiz ve orada bir karara varacagiz. diye cevap verdi. Platini, Türkiyenin adayliginin bu süreçten nasil etkilenecegiyle ilgili bir soruya da, Türkiye öncelikle ne yapmasi gerektigine karar vermeli. Olimpiyatlari mi yoksa Avrupa sampiyonasini mi istiyor? Ulasmak istediginiz bir yol var fakat siz iki yoldan gitmek istiyorsunuz. Öncelikle Türkiyenin bir karar vermesi lazim. Ancak 2020 Avrupa Sampiyonasi için adaylik süreci olumlu bir sekilde isliyor. diye cevap verdi. CÜNEYT ÇAKIR FIRSATI IYI DEGERLENDIRDITürk gazetecilerin FIFA kokartli hakem Cüneyt Çakirin sampiyonadaki performansiyla ilgili sorularini da cevaplayan Platini, basarili hakemden övgü dolu sözlerle bahsetti.Platini, Cüneyt Çakirin Avrupa Sampiyonlar Liginde Barcelona ile Chelsea arasinda oynanan yari final maçinda kendisine verilen firsati en iyi sekilde degerlendirdigini ifade ederek, Cüneyt Çakir turnuvada çok basarili maçlar çikardi. Bizim kendisine olan güvenimizi bosa çikarmadi. Cüneyt Çakir firsati iyi degerlendirdi. EURO 2012 Avrupa Futbol Sampiyonasinda da basarili maçlar yönetti. diye konustu.Platini, 2012 Avrupa Sampiyonasinin Ukrayna ve Polonyanin evsahipliginde basarili bir sekilde gerçeklestirildigini söyleyerek seyirci rakamlari, maçlarin izlenme oranlari ve turnuvaya gösterilen ilgi konusunda da bilgiler verirken, beklentilerin karsilandigini sözlerine ekledi.
Yunanistan'in vatandasliktan çikarildigini iddia ederek pasaportuna el koydugu Yunan vatandasi Bati Trakya Türk'üne 24 saat sonra pasaportu iade edildi. Edirne'nin Pazarkule Sinir Kapisi'nin karsisindaki Yunanistan'in Kastanies Sinir Kapisi'ndan Türkiyeye giris yapmak için gelen MHP Bursa Osmangazi Baskan Yardimcisi Dr.Mehmet Aslanoglunun, 2002 yilinda vatandasliktan çikarildigi iddia edilerek pasaportuna el konuldu. Aslanoglu'nun yaninda bulunan Bati Trakya Türkleri Dayanisma Dernegi Teskilat Baskani Ahmet Koç ile MHP Bursa Il Yönetim Kurulu Üyesi Ridvan Tümenoglu durumdan Türkiye'deki yetkilileri bilgilendirdi. Kendisinin çifte vatandas oldugunu ve Yunan Pasaportu ile yillardan beri giris yaptigini savunan Aslanoglu, söyle devam etti: Ben çifte vatandasim. Yillardan beri Yunanistan'a girip çikiyorum. 27 Haziranda Yunanistan'a girerken Yunan vatandasi idim.Daha sonra 28 Haziran'da Yunanistan'dan çikis yaparken Yunan vatandasi degildim. Sonra 29 Haziran'da Türkiye'ye girerken tekrar Yunan vatandasi oldum. Pasaportuma el konulduktan sonra uzun müddet bana bilgi verilmedi. Kendimi anlatmaya çalistim ama dinlemediler. Ancak 24 saat sonra özürle birlikte Yanlislik oldu diyerek pasaportumu iade ettiler. Aslanoglu, kendisine bunlari yasatan Yunan makamlari hakkinda avukati araciligi ile dava açacagini söyledi. Aslanoglu,bugün Ipsala Sinir Kapisi'ndan tekrar Türkiye'ye giris yapti. Bati Trakya Türkleri Dayanisma Dernegi Genel Baskani Burhanettin Hakgüder'de yaptigi açiklamada, Yunanistan'da siyasi irkçiliktan sonra hukuki irkçiliginda hortladigini ifade ederek, Bu uygulama 1998 yilinda yürürlükten kaldirilmis olsa dahi,irkçi YunanVatandaslik Kanunu'nun 19. Madde uygulamasin halen devam ettiginin açik bir belgesi haline gelmistir: diye konustu.
Basbakan Yardimcisi Bekir Bozdag, Baskanlik sistemi, Türkiye'de yeteri kadar bilinmiyor. Bazilari da bilinmemesini, tartisilmamasini istiyor. dedi. Memleketi Yozgat'a, askerlik subesi açilis törenine katilmak üzere Millî Savunma Bakani Ismet Yilmazla birlikte gelen Bozdag, daha sonra basin mensuplarinin sorularini cevapladi.Baskanlik sisteminin yeni anayasa yapilirken tartisilmasinda fayda oldugunu belirten Basbakan Yardimcisi Bozdag, Türkiye 200 yildir, belki biraz daha fazla süredir sistem tartismasi yapiyor. Onun için bu tartismanin, yeni anayasa sürecinde yapilmasinda fayda var. Yasama ve yürütmenin birbirinden kesin hatlarla ayri ve birbirine karsi bagimsiz oldugu sistemin adi baskanliktir. Baskanlik sistemi, siyasi istikrari temin eder. Hesap verebilirlik bakimindan da, hesabin sorulabilmesi bakimindan da netlik ifade eder. Milletin iradesinin tek elde toplanmasini önler, çünkü yasamayi ayri güçlendirir, yürütmeyi ayri güçlendirir. Yasamanin yürütmeye, yürütmenin yasamaya hakim olmasina izin vermez. seklinde konustu.Bazilarinin, baskanlik sisteminin tek adamciligi, diktatörlügü ortaya çikardigini iddia ettigini söyleyen Bozdag, Bu söylemler fevkalade yanlis, çünkü baskanlik sisteminin kendisi, tek adamlik ve diktatörlük yönetimi olmasin diye ortaya çikmistir. Bugün bazi ülkelerle ilgili örnekler var, onlar baskanlik özellikleri tasimayan sistemlerdir. Baskanlik sisteminin gerçek niteliklerini tasiyan uygulama ABDdedir. Orada kuvvetler birbirinden tam ayri, birbirine karsi tarafsiz ve bagimsizdir. dedi. Dogru örneklerle tartismak gerektigine dikkat çeken Bekir Bozdag, sunlari kaydetti: Bazilari bu meseleyi dogru örnekler üzerinden de olsa tartismak istemiyor, çünkü millet ögrenirse mevcut sistemi sorgulamaya baslar diye endise ediyorlar. Kendileri, yüzde 51,1 alarak iktidar olamayacaklarini düsünüyorlar. Radikal gruplarin veya marjinal siyaseti takip edenlerin, toplumun yüzde 51,1 oyunu alarak iktidara gelme imkani yok. O yüzden marjinal fikir sahipleri, marjinal gruplar, marjinal siyaset üretenler, radikal ekipler veya siyasal olarak bu çogunlugu elde edemeyeceklerini düsünenler, ellerinden geleni isbirligi içinde yapmak için gizli bir konsensüsle bu sisteme karsi çikiyor. Türkiye bu sistemi tartisacak, inaniyorum ki bir gün bu sisteme geçecek ama diyoruz ki dogru zamanda geçsin. Gecikerek degil, zamaninda geçmesi Türkiyenin yararinadir.
ABDnin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Suriye'de 'kabul edilemez durumun' oldugunu söyledi. 236. Amerikan Bagimsizlik Günü Resepsiyonu'na katilmak üzere Adana'ya gelen Ricciardone, Hilton Oteli'ndeki kutlama öncesi basin mensuplarinin sorularini cevapladi. Gazetecilerin sorusu üzerine Ricciardone, "Suriyeliler için gerçekten çok aci bir durum. Türk ve Amerikan halki ayni aciyi hissetmekte. Orada kabul edilemez bir durum söz konusu." dedi. Hiç kimsenin savasin çözüm oldugunu düsünmedigini belirten Ricciardone, ABD'nin de ayni sekilde savastan yana olmadigina dikkat çekti. Türkiye'nin de ayni sekilde düsündügünü sandigini dile getiren Ricciardone, "Öyle inaniyorum ki Türk ve Amerikan hükümetleri ayni düsüncedeler. Suriye'de baris ve geçici bir durumun olusmasini istiyoruz. Bunun uzun bir zaman alabilecegini de öngörüyoruz. Hâlihazirda Suriye'de olmasini istedigimiz sey, oradaki acil amacimiz siddeti ve öldürmeyi durdurmaktir." seklinde konustu.ABD'nin NATO'da ve Disisleri Bakani Hillary Cilontonun da görüslerini açikladigini hatirlatan Ricciardone, "Cilonton, Türkiye ile ayni görüste olduklarini söyledi. Biz Türkiye ile hem ekonomik gelismelerde hem de barista müttefik, dost olarak yan yanayiz, destek veriyoruz." diye konustu. Daha sonra ABD Adana Konsoloslugu tarafindan hazirlanan resepsiyona geçen Ricciardone, davetlileri ayakta karsiladi. Vali Hüseyin Avni Cos, Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Bassavcisi Sabri Beytorun, Yüregir Kaymakami Abdullah Dölek, Emniyet Müdürü Mehmet Avci'nin yani sira çok sayida kurum temsilcisi ile Incirlik Hava Üssü'ndeki ABD'li rütbelinin katildigi programda bayrak merasimi gerçeklesti. ABD Adana Konsolosu Daria Darnell, buradaki açilis konusmasinda davetlilere tesekkür etti. Türkiye'den ayrilmaya hazirlandigini kaydeden Darnell, yaninda birçok güzel aniyi götürecegini söyledi. Darnell, görev süresi içinde Türkiye ile olan dostluk baglarini daha da güçlendirdiklerine isaret etti. Törendeki konusmasini Türkçe ve Ingilizce yapan ABDnin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ise misafirlerin Adana'da varliklariyla kendilerini sereflendirdigini vurguladi. Adana'da 1980-81 yillari arasinda çalistigini ve çok güzel anilara sahip oldugunu ve kizinin burada dünyaya geldigini anlatan Francis Ricciardone, sunlari söyledi: "Rahmetli Turgut Özal'in cumhurbaskani oldugu dönemde -1993'te- Incirlik Hava Üssü'nde kisa bir süre görev yaptim. Gelen tüm konuklara tesekkür ediyorum."Resepsiyonda daha sonra katilimcilara müzik esliginde ikramda bulunuldu.
Mali polisin Amerikali muhataplarinin yardimiyla baslattigi araba kaçakçiligi ile ilgili sorusturma kapsaminda incelenen arabalar emniyete getiriliyor. Satis belgeleri incelenen araçlar arasinda 2 yil önce narkotik operasyonunda ele geçirilen bir Hummer marka lüks cip de yer aliyor. Istanbul Mali Suçlarla Mücadele Sube Müdürlügü tarafindan ABD Adalet Bakanligi ve diger ilgili birimlerin destegi ile yürüttügü çalismada araçlarin incelenmesi sürüyor. Yurt disindan degerinin altinda faturalandirilarak Türkiye'ye getirildikleri ve bu nedenle kamunun zarara ugratildigi yönündeki iddialarin arastirildigi sorusturma kapsaminda lüks araçlarin sahiplerine ulasildi. Emniyete çagrilarak araçlariyla ilgili bilgi istenen kisiler, haklarinda inceleme yapilan araçlari da emniyete getirdi. 2010 yilinda narkotik operasyonunda yüklü miktarda eroin ele geçirilerek S.I yakalanmisti. Ayni operasyonda polis, teknik özellikleriyle dikkat çeken hummer markali araca el koymustu. Bu araç da mali polisin inceleme altina aldigi araçlar arasinda yer aliyor. Lüks araçlar emniyet müdürlügü bahçesine getirildi.
Amerikali emekli general Paul E. Vallely, Türk savas uçaginin Suriye tarafindan düsürülmesi hakkinda "Savas ilan etmeye gerek yok." degerlendirmesi yapti. 1993 yilinda özel kuvvetlerin basindayken ABD ordusundan emekli olan Vietnam gazisi Paul E. Vallely, Özgür Suriye Ordusu adli olusumun daveti üzerine geldigi Hatay'da basin toplantisi düzenledi. Vallely, 1993'te Amerikan ordusundan emekli olduktan sonra bir multimedya organizasyonu olan The Stand Up America US Project (SUA)'ti kurdugunu söyledi. FOX News'te askeri analizler yapan emekli tümgeneral, bölgeye insani yardim amaciyla geldigini kaydetti. Hatay'da daha çok Humus kentinden gelen Suriyeliler ile görüstügünü belirten Vallely, "Tanistigim Suriyeli gençler ilk defa çok umutlu olduklarini, daha önce çok siki bir rejim ve daha siki bir kontrol altinda yasadiklarini, ilk defa bir yesil isik gördüklerini, bagimsizliga dogru giden bir his ve ruh içerisinde olduklarini söylediler. Bu beni çok memnun etti. Bu arkadaslar özgürlükleri için kenetlenmis durumdalar ve bu ugurda çalismaya devam ediyorlar." dedi. SURIYE ORDUSU KENDI INSANLARINA KARSI SILAHINI DOGRULTMUS Bessar Esed'in açiklamalarini hayretle karsiladigini belirten Vallely, söyle detvam etti: "Ben 30 yil ABD ordusunun çesitli kademelerinde görev yaptim. Bizim görevimiz milletimizi dis tehlikelere karsi korumakti. Bu tüm dünya ordulari için de böyledir. Ancak bizim burada gördügümüz sey tam tersi. Suriye ordusu kendi insanlarina karsi silahini dogrultmus ve hiç düsünmeden öldürmek için kullaniyorlar." Amerikan hükümetini temsil etmediginin altini çizen emekli tümgeneral Vallely, "Ben burada The Stand Up America US Project (SUA) organizasyonunu temsil ediyorum. Bu organizasyonun bir amaci da Ortadogu'da gelisen olaylari analiz etmek, durum tespiti yapmak, bir takim önerilerde bulunmak, magdurun yaninda olmak ve onlarin ihtiyaçlarini karsilamaktir. Burada Suriyelilerle görüsmeye devam edecegim ve görüsmeleri tamamladiktan sonra ülkeme dönecegim. Ülkemde Suriyelilere yardim konusunda bir kamuoyu yaratmaya çalisacagim. Suriyelilere insani yardim saglanmasi konusunda çaba sarf edecegim." diye konustu. TÜRKIYE MÜKEMMEL BIR IS ÇIKARTIYOR Sinirdaki düzenleme ve organizasyonlardan dolayi Türkiye'ye çok tesekkür etmek istedigini belirten Paul E. Vallely, "Türkiye mükemmel bir is çikartiyor. Gerek sinirdaki koruma, gerekse Suriyeliler için yapilan düzenlemeler, organizasyonlar bakimindan harika isler yapiliyor. Dilerim Türk savas uçaginin Suriye tarafindan düsürülmesi gibi üzücü olaylar bir daha yasanmaz ve olay kontrol altina alinir. Ben Suriyelilere yardimlarindan ve karsi grubu verdigi desteklerden dolayi tesekkür ediyorum." dedi. GÜNES BATTIKTAN SONRA DA BIR TAKIM SEYLER YAPABILIRIZ Suriye'nin Türk savas uçagini düsürmesini militan bir tutum olarak degerlendiren Valley, "Savas uçagi düsürülen ülkenin, baskani, basbakani veya meclisi bir seye karar verir. Ama bana sorarsaniz eger benim elimde bir güç olsaydi ben öyle bir sey yapardim ki baskan Esed bir daha böyle bir seye kalkismazdi. Çünkü misilleme yapmak için illa ilan etmenize gerek yok. Günes battiktan sonra da bir takim seyler yapabiliriz siniz. Öyle seyler yaparsiniz ki o seyleri yaptiginiz kisinin sabah burnu kanar ve ne oldugunu da bilmez." ifadelerini kullandi.
Yozgat Bozok Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Temel Islam Bilimleri Anabilim Dalinda Yüksek Lisans ögrencisi alacak. Bozok Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Dekanligindan yapilan yazili açiklamada, Temel Islam Bilimleri Anabilim Dali (Tefsir, Hadis, Islam Hukuku, Islam Mezhepler Tarihi, Kelam ve Tasavvuf, Arap Dili ve Belagati)nda 40 yüksek lisans ögrencisi alinacagini açikladi. Açiklamada, kisa süre içerisinde gerekli hazirliklari tamamlayarak 2012-2013 egitim ögretim yilina hazir hale gelen Ilahiyat Fakültesinin, bu yil ayni zamanda lisans ögrencisi de alacagi belirtildi. Açiklamada su ifadelere yer verildi: Yüksek lisans ögrencileri ile birlikte degerlendirildiginde yaklasik olarak 150 ögrencinin egitim görecegi ve Yozgat'in medari iftihari olan Ilahiyat Fakültesinin açilmasinda, hem lisans hem de yüksek lisans ögrencilerinin bu egitim ögretim yilinda egitime baslayacaktir. Yüksek Lisans ögrencilerinin alinmasinda büyük çaba ve gayret sarf eden Fakülte Dekani Prof. Dr. Ahmet Bedir'e tesekkür ediyoruz.
Türk yapi sektöründe Adana'dan dünyaya açilan Hisar Yapi Genel Müdürü Halil Oruçhan, çelik kapi, iç kapi ve mutfak agirlikli olarak gerçeklestirdikleri ihracatta öncelikli hedeflerinin Orta Asya ve Ortadogu ülkeleri oldugunu bildirdi. Yapi sektöründe yaklasik çeyrek asirlik tecrübesi ve kalite farkiyla rakiplerini geride birakan Hisar Yapi, özellikle çelik kapida gerçeklestirdigi ihracatla ülke ekonomisine katkinin yani sira, yurt disinda Türk ürünlerine duyulan güveni de güçlendirmenin gururunu yasiyor. Hisar Yapi Genel Müdürü Halil Oruçhan, ihracat yaptiklari ülkelerde bir dönem Çin mallarinin ragbet gördügünü ancak, bu ragbetin bir gün yerini hayal kirikligina birakacagini bildiklerini ifade ederek, Biz kalitemizden ödün vermeden sahip oldugumuz pazarlara sahip çiktik. Biz de Çin gibi kalitesizi ucuza satsaydik, pazarlarimizda kalici olamazdik. dedi. Çin ürünlerinin neden oldugu hayal kirikliginin ardindan Türk mallarina olan güvenin pekistigini vurgulayan Oruçhan, Dünya pazarlarinda artik insanlar markaya bakmaya basladi. Biz ürünümüzle, kalitemizle her zaman gönül rahatligiyla satis yapiyoruz. diye konustu. Oruçhan, bir ülkeye girmeden önce ciddi bir Pazar arastirmasi yaptiklarini, yilda yaklasik olarak yüzde 18 arasinda büyüdüklerini, bu büyümede de ihracatin önemli bir payinin bulundugunu kaydetti.KALITE KADAR YENI, FARKLI VE KULLANISLI TASARIMLAR DA ÖNCELIGIMIZBir baska hedef pazarlarinin ise Rusya oldugunu ifade eden Oruçhan, Su anda yeni bir pazar olarak da Rusya ile de ilgileniyoruz. Yakin bir zamanda arastirma yapmak için 4 günlük bir seyahatimiz olacak. Bu seyahatimizin sonucunda da Rusya'ya da ihracata baslayabiliriz. seklinde konustu. Genel Müdür Oruçhan, Hisar olarak mobilya sektöründeki birikim ve kazandiklari güveni yeni mutfak markasi olan ve yaklasik 3 yildir üzerinde çalistiklari Larice ile taçlandirdiklarini ifade ederek, sunlari kaydetti: Degisen, gelisen konut anlayisinda mutfaklar artik gündelik hayatin en öneli parçasini olusturuyor. Özellikle hanimlar, günlerinin önemli bir bölümünü mutfakta geçiriyorlar. Bu yüzden, mutfaktaki kalite ve konfor evin diger bölümlerinden geri kalmamali, aksine daha arti deger kazanmali. Evin en fazla kullanilan bölümünde tüm malzemeler birinci kalite olmali ki uzun yillar ihtiyaçlari karsilayabilsin. Kalitenin yani sira görsellik de çok önemli. Bu nedenle kalite kadar yeni, farkli ve kullanisli tasarimlar da önceliklerimiz arasinda yer aliyor. Türk tüketicisinin eylül ya da ekim ayindan itibaren bu markayla tanisacaklarini ifade eden Oruçhan, Türkçe karsiligi karaçam olan Larice ile dünyaya da açilacaklarini, bu ürünün yurt içi kadar yurt disinda da büyük ilgi görecegine inandiklarini sözlerine ekledi.
Mardin Belediyesi ve Mardin Valiligi tarafindan sit alaninda sürdürülen altyapi çalismasi sirasinda ortaya çikan su ve kanalizasyon borularinin hali görenleri hayrete düsürdü. Içme sulari için kullanilan pik ve asbest borularin çürük ve paslanmis hali yapilan çalismanin ne kadar önemli oldugunu ortaya koydu. Altyapi çalismasi nedeniyle yapilan kazilarda, içme suyu iletimini saglayan kanserojen etkiye sahip asbest borular ile pasli ve çürük pik borular ortaya çikti. 50 yil önce dösenen su ve kanalizasyon sebekesindeki asbest ve pik borularin basta kanser olmak üzere sarilik, hepatit ve enfeksiyon hastaliklarina neden oldugu belirtildi. Yer altindan çikan borularin adeta hastalik saçtigini belirten Mardin Belediye Baskani Mehmet Besir Ayanoglu, Mardinlilerin 50 yil boyunca bu borulardan su içtigini söyledi.Yapilan kazilar hakkinda bilgi veren Belediye Baskani Besir Ayanoglu, sunlari söyledi: Yapilan kazilarda ortaya çikan borular, çalismanin ne kadar önemli oldugunu gösteriyor. Mardin halki bugüne kadar asbest ve pik borulardan geçen sulari içiyordu. Asbest borular kanserojen etkiye sahip oldugu için tüm dünyada yasaklanmis. Dökme demirden olusan pik borular ise hepatit basta olmak üzere enfeksiyona neden olan mikroplarin adeta üretim merkezi. Ama bunlar göz önünde degil de yer altinda oldugu için kimse bunlari göremiyor." Kentin görünmeyen eksikligi olan altyapiyi yenilediklerini kaydeden Baskan Ayanoglu, "Içme suyu için tüm dünyanin kullandigi saglikli ve uzun ömürlü polietilen boru, kanalizasyon için de koruge boru kullaniyoruz. Hem bizler hem de gelecek nesiller saglikli temiz su kullanacak." seklinde konustu.
Rize'nin Ikizdere ilçesine bagli Mese köyünden at sirtinda Erzuruma dogru yola çikan 70 yasindaki Durali Havuz'un cesedine ulasildi. Attan düserek hayatini kaybettigi sanilan yasli adamin cesedi otopsi için Trabzon Adli Tip Kurumu'na gönderildi. Mese köyünde yasayan Durali Havuz, çarsamba günü, dag yolunu kullanarak atiyla Erzurum'un Ispir ilçesine gitmek üzere yola çikti. Köy halki, aksam saatlerinde Havuz'un bindigi atin köy civarinda basibos dolastigini görünce yasli adamin basina bir sey geldigi endisesiyle Ikizdere Ilçe Jandarma Komutanligi'na bildirdi. Jandarma ekipleri ve sivil savunma ekiplerinin baslattigi arama çalismalarinda sabah saatlerinde Havuz'un cesedine ulasildi. Ilçenin Garzavan Yaylasi yakinlarinda cesedi bulunan yasli adamin attan düserek hayatini kaybettigi düsünülüyor. Yasli adamin cesedi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Trabzon Adli Tip Kurumu'na gönderildi.